Dr. Ahmet Türker / BİLGİ BANKASI
İhtimaldir ki ya siz, yada bir tanıdığınız depresyonun bir şekliyle karşı karşıyasınız. Hastalığın dolaysız etkilerinin yanında bir çok kişi, bu psikolojik hastalık nedeniyle kendilerinin damgalandığını düşünmektedir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğu hastalığı olanların sayısı, Türkiye’de tam olarak tespit edilmemişken, bu rakam Almanya’da bir milyondan fazladır. Araştırmalara göre toplam nüfusun sadece % 10 -15 lik kısmı, hayatları boyunca bu hastalığın belirtilerini hiç göstermemektedir.
Kişilik, kişinin kendine özgü davranışlarının bir bütünüdür. Diğer bir ifadeyle günlük yaşamda çevresine verdiği tepkiler ile, tutum ve davranışlarının oluşturduğu bütünlüktür. Dolayısıyla bu bütünlük içinde bir uyum ve süreklilik olması gerektiği gibi, normal...
Sosyal fobi kavramı ilk defa 1903 yılında fransız psikiyatrist Janet tarafından tanımlanmıştır. Şimdiki modern formuyla ise ilk defa, 1966 yılında ingiliz psikiyatrist ve davranış terapistleri Marks ve Gelder tarafından ortaya konmuş, daha sonra üzerinde çalışılmaya devam edilmiştir.
Panik atak bir anksiyete bozukluğu olmakla beraber, belirtileriyle bir fizyolojik hastalık korkusu ortaya çıkarmasıyla diğer sorunlardan kendisini ayırt eder. Çoğu kez de bir acil servis veya kardiyoloji uzmanından “fiziksel bir sorun yok, psikiyatri uzmanına başvurun” ifadesiyle ortaya çıkarılır.
Tüm insanlar hayatları boyunca çok çeşitli sınavlardan geçerler. Sınav zamanlarını genellikle insanlar 16 ile 30 yaşları arasında; özellikle okul, ehliyet, üniversite ve iş sınavlarıyla yaşarlar. Ancak çok daha önceleri de küçük sınav ve denemeler...
Neredeyse hiçbir diğer psikolojik rahatsızlık, son yıllarda bu hastalık kadar sıklıkla batı basın ve medyasında yer almamıştır. Özellikle tanınan model ve sinema sanatçıları ve onların kilo problemlerinin sıklıkla dile getirilmesi, zayıf ve ince kalma...
Bir bireyin tutarlılığı ve kendisiyle ilgili tahmin edilebilirliği olan kişiliği, uzun yıllara dayanan karmaşık bir süreç sonrasında ortaya çıkmakta ve tüm yaşamı boyunca da onu etkilemektedir...
Çocuklar düşünüldüğünde, henüz kişilik yapıları oturmamış, davranış ve düşüncelerinde aile ve sosyal çevreleri ile arkadaşlarının büyük etkileri olan, etkiye ve değişime yetişkinlere göre daha açık ve tabi ki de öğrenme hızları ve becerileri yüksek varlıklar akla gelmelidir.